26 Ağustos 2008 Salı

MÜEBBET TÜRKÜSÜ


bu türkü hiç bitmeyecek,karanlık sular akıyor içime
her dizesi bir fırtına,belki soluğum yetmeyecek
korkarım,teninden avuçladığım buğu ; uçup gidecek...

yastığım sımsıkı yastıkta aralanmıyor dudakların
kış üşümesiyle durma,sırtını dönüyor yatağım
bir yangından çıkmışım,tepeden tırnağa yanık
çekip almışım bir çocuğu,çığlığı bende kalmış.

yana yana dost kapılardan yüzgeri olmuşum.
su dökeni mi aramışım inatla,
beni ağzınla sustur...

beni suskunluk-kapkara suskunluk öldürecek beni
sesi türkümün sesi,sağanak yağmurları isterim...
dur altına sen de,sağalır belki ateşi gövdemin...
duvarla başladı,duvarla mı bitecek türküm?
şu dağlar eteği kuşatma tepesi,karlı dağlar
şu okul,şu sokak,şu ev,şu ağaç,şu bulvar ;
düşünüyorum da sanki , bir varmış bir yokmuş,
benim türküm yangın yeri,sevgilim sesli konuş...
sesli konuş,
dışarda kalmasın çiçek yüklü dallarıyla bahar...
balçık gecelerden balçık gecelere çıkıyorum
ayaydınlık sabahlara bir de sana inanıyorum
nevzat çelik

Hiç yorum yok: